zort dedi ki:

Maraş bu kültür bu işte. Bu ülkede kaç kadın bu canavarlar bu zalimler bu cehennem kaçkını gibi insan müsveddeleri yüzünden akıl almaz acılar çekiyorlar. Şimdi diyeceksiniz ki, “olur ya bu kadarı da herhalde ajitasyon”. Bu kadarını düşünmek zor tabi. Ben de zorlanıyorum bu kadarını hayal etmekte. Hani insan diyor yahu arkadaş hiç mi insan evladı yok. Kaynanasından başka destek çıkan kimseler olmadı doğru dürüst. İşte birkaç insan daha daha sonra. Dünya bu kadar mı kötü. Bu kadar kötü demek ki.
O zamanlar dünya böyleymiş işte. Bu ülkenin doğusunda kendi insanlarının kültürleri yüzünden çekilen acıların haddi hesabı yok. Kızlar insan yerine konulmazlar. Kaç çocuğun var denildiği zaman kızları saymadan söylerler sayılı. Kıza hiç bir konuda fikrini sormazlar. Baskı baskı baskı. Hayvan bile böyle kontrol edilmez. Güneydoğulu çok kadın tanıdım hala hepsi yaralı, hepsinde dünya kadar travma, dünya kadar dengesizlik. Ve bu kadınlar hayat ta kuramıyorlar. O travmaların yarattığı dengesizlikler, güvensizlikler ilişki kurmalarına da engel oluyor. Kimi .rospu olmuş öyle gidiyor ne yaptıklarından haberleri yok, kimi şehir yaşamına ayak uydurmaya çalışıyor uydurabildikleri yok. Okumuş insanlar bunlar üniversite mezunu ama hayatları yok çoğunun. Çünkü büyüdükleri evde sevgi görmemişler, insan yerine konulmamışlar, sayılmamışlar, Fikirleri sorulmamış hep birileri onlar adına kararlar almış ve zorla dayatmış.
Yemeğin iyi yerlerini bu okumuş iş güç sahibi olmuş kızları geldiğinde hala evdeki bir baltaya sap olamamış oğlanın önüne ittiren anneler. Bitmez bu işler. Bunlar kayıp kuşaklar. Oralardan çıkıp gelen kızların normal hayatlar kurabildiklerini pek görmedim görmüyorum. Hayatlarını kaydırmışlar tam anlamıyla. Bütün ömürlerini yemişler. Öyle ki, her anlamda özgür olduklarında bile düzelmeyen hayatlarının içinde debelenip duruyorlar bunlar.
Maraş. Maraş bunlardan biri. O taraflar hep böyle. Ve bu insanlar içimizde dolanıyor hala. Bu zalimler, bu insanlık suçluları aramızda dolanıyor emin olun. Kafa aynı kafa. Sadece değişmiş görünüyorlar ama asla değişmiyor kafalar. Kafaların şehirde değişmesi için 4 kuşak sosyolojik bir gerekliliktir. Hep uyum sağlamış görünürler, aydınlanmış görünürler ama zurnanın zırt dediği yerde alttaki o değişmeyen kafa anında ortadadır.
Hayata bak. Ne diyebiliriz ki. Allah görtermesin kimseye…
Büşra pekin’in anlamlandırılamaz bir çekiciliği var. Nereden geliyor bilinemiyor. Yani çok mu güzel hayır ama bir çok güzele karşı tereddütsüz tercih edilir. Cazibesi albenisi tavan bir kadın. Çok çekici. Kuşatıyor insanı hemen havası. Etkiliyor. Çok ta iyi oynamış her zamanki gibi. Yetenekli biri oldukça.